23 Temmuz 2013 Salı

Ömer Onan Röportajı (Milliyet)

Bormio kampına devam eden A Milli Takım'da Ömer Onan, Milliyet'ten Ümit Avcı'nın sorularını yanıtladı.

Kamp öncesinde kadro konusunda sıkıntılar yaşandı. Cenk tartışmalarıyla ilgili ne düşünüyorsun?

Cenk bizim kardeşimizdir. Ancak Cenk’in alınmamasının federasyona dolaylı şekilde empoze edildiğini düşünmüyorum. Öyle bir şeyin olduğuna inansak, protesto eder ve buraya gelmezdik. Ben kendi adıma söyleyeyim, Cenk değil, herhangi birisi için bu yapılsa gelmezdim. Fakat Tanjevic’i tanıyanlar, daha önce de benzer kararlar aldığını görmüştür. Bu karara Cenk gibi biz de üzüldük ama bunun Tanjevic’in seçimi olduğuna inanıyorum.

Cenk ile konuştun mu peki?

Hayır konuşmadım, ama şuna üzüldüm. Nihat İziç ile Cenk yıprandı. Ben biliyorum ki, Nihat İziç ile Ertuğrul Erdoğan da Cenk’in alınması için ısrarcı oldu. Aralarındaki konuşmayı bilmiyorum ama ben yukarıdan istek geldiğine inanmıyorum.

Kerem için ne diyeceksin?

Milli Takımlarda 10 seneyi domine etmiş bir guard olan Kerem Tunçeri alınmıyor, kimse bir satır yazmıyor. Ülkedeki durumun etkisiyle Cenk olayının ardında kalıyor. Kerem’i de unutmamak lazım. Zaman zaman biz de alınmadığımız gibi bu sene Tanjevic kendisini tercih etmemiştir. Bu bir bayrak yarışı, bugün ben taşırım, yarın başkası.

Şampiyonaya dönelim. Zor bir grupla başlayacağız. Hedefler ne?

Yoğun maç oynanıyor. Bunların da tartışılması lazım. Gruba bakarsak, İsveç ve Finlandiya biraz kolay gözüküyor ama Yunanistan, Rusya, İtalya ve Türkiye arasından 3 takımın tur atlayacak olması da işi zorlaştırıyor. Biz yenilsek bile son toplarda kaybediyoruz. Artık bir adım daha atmanın zamanı geldi. Hedef tabii ki en azından yarı final oynayarak bir madalya almak.

Bu yıl Obradovic’le çalışacaksın. O transferi değerlendirir misin?

Sadece Fenerbahçe Ülker için değil, Türk Basketbolu için bir şanstır. Kafasındakileri yansıtabilirse ki, gittiği her yerde bunu başarmış bir isim, bizim gibi iddialı bir camiada çok önemli işler yapacaktır. Ben 24 yaşındayken onunla aynı takımda olmak isterdim. Ben artık kariyerimin sonuna geliyorum. İster oynatır, ister oynatmaz ama ben hep kendimi hazır tutar, forma için mücadele ederim.

Mental yorgunlukta, maç kaybetmelerin dışında, hakkınızda yapılan ‘antrenörü yolladılar’ eleştirilerinin de payı vardı sanırım.

Mutlaka. Belli yerlerden bunlar söylenecektir. Başarısızlık durumunda klişedir ama insan en yakınındakilerden, dostu diye gördüğü insanlardan bunu duyunca üzülüyor. Fenerbahçe’de basketbolda ya da futbolda, oyuncunun antrenör gönderme gücü olsa, Alex kalırdı, Aykut Kocaman giderdi. Aziz Başkan’ın olduğu yerde böyle bir şeyin yaşanmayacağını herkesin bilmesi lazım. Problemlerimiz tabii ki vardı ve bunları hocayla da konuşmuştuk. Ama bu kadar kariyerli yabancılar hayatlarının en kötü sezonunu geçirirken, Türkler hocayı yolladı deniyor. Kaldı ki benim kaptan olduğum bir yerde böyle şeye izin vermem. Ben hayatım boyunca birçok antrenörle çalıştım, hepsine sorabilirler bunu. Ben kimsenin ekmek parasıyla da oynamam.

Sağlık durumun nasıl?

Geçen yıl Fenerbahçe Ülker’de, takım halinde bu denli kötü bir sezon yaşayacağımızı birisi söylese inanmazdım. Mental olarak o kadar dağıldık ki, her şeye yansıdı. Sezon sonunda dizim şiştiğinde oynamayı bırakabilirdim ama takım kaptanı olarak, o dönemde play-off öncesi sorumluluğu üzerimden atmak istemedim. Bir başarısızlık olacaksa orada kaptan olarak benim de olmam gerekiyordu. Tabii zorlayınca sakatlık ileri gitti ama şimdi toparlanıyorum.

0 yorum:

Yorum Gönder