17 Temmuz 2013 Çarşamba

Onca Hayali Yıkmaya Değer Mi ? (Şuacan Pişkin Olayı)

Son günlerin en çok ilgi çeken haberi dün akşamüstü saatlerinde geldi. 90 doğumlu Şuacan Pişkin, Galatasaray Liv Hospital ile sözleşme imzaladı. Haberi sabah bir arkadaşımdan duyduğumda açıkçası ihtimal vermediğim için yazmadım. Çünkü bu sezon Euroleague oynayacak Galatasaray'ın antrenman oyuncusu olması için bile Şuacan'a kontrat vereceğine inanmadım.Herhangi bir bilgi veya duyumdan bağımsız olarak ben Can Korkmaz'ın bile takımdan gönderilebileceğini düşünürken böyle bir transfere şaşırmamam mümkün değildi.

Transfer nasıl gerçekleşti sorusuna kulüp tarafından bir cevap veremiyorum, kimseyle bu konuyu konuşmadım. Şuacan'ı 2003 yılından beri bilirim. Daha doğrusu ailesiyle birlikte Şuacan Pişkin'i 2003 yılından beri bilirim demem daha doğru olur. Çünkü açık söylemek gerekirse altyapısını İTÜ'den yine ailesi sayesinde alan (babası veya annesi bir ara İTÜ'de altyapının başındaydı), daha sonra İTÜ A takımında oynayan Şuacan Pişkin ne fiziksel özellikleriyle ne de basketbol yeteneği veya zekasıyla geçiyorum Beko Basketbol Ligi'nde antrenman vermeyi 2.ligde kadroda bulunması zor bir oyuncudur. Bunu kimseyi karalamak için söylemiyorum, bakın bu insanlar da böyle düşünüyor diye kendime yandaş da aramıyorum. Bu benim fikrimdir.

Daha sonra yine bilinmeyen ( daha doğrusu bilinen ama göz ardı edilen ) bir şekilde Mersin BŞB'ye imza attı ve Beko kariyerinde 8 maç forma giydi. Sonraki durağı İstanbulspor en son olarak da TB3L ekiplerinden Basketspor.

CV'sinde bu takımlar olan ve Basketspor hariç hiçbir takımda "yahu biz bu çocuğu nasıl atlamışız" izlenimi bırakmayan bu oyuncu nasıl oldu da Galatasaray'a transfer oldu ? Cevap: Mersin BŞB'ye nasıl olduysa, öyle. Mersin BŞB'ye ailesinin ticari bağlantıları sebebiyle transfer olan Şuacan Pişkin, bu sefer arada bir ticari bağ var mı bilmiyorum ama bilsem yazardım, yine ailesinin ikili ilişkileri sebebiyle Lütfi Arıboğan ve Murat Özyer'in bilgisi ve özel ilgisi dahilinde imzayı attı.İmzadan sonra Şuacan Pişkin'e söylenen de ilk kampa götürüleceği daha sonra başka bir takıma kiralık verileceği yönünde..

Bilgilendirme kısmına çok daha fazla şey yazılabilir ama kafa ütülemenin anlamı yok. Gelelim işin yorum kısmına. Haberi ilk duyduğumda aklıma Can Korkmaz, Galatasaray altyapı oyuncularından Göktürk Ural, Deniz, Tugay falan geldi. Düşünsenize Galatasaray altyapısına yıllarınızı vermişsiniz. Hayalinizi A Takım olarak belirlemişsiniz. Bir gün nereden çıktığı bilinmeyen, ikili ilişkileri gelişmiş bir ailenin çocuğu sizin hayaliyle yandığınız formayı giyiyor. Siz belki önümüzdeki sezon daha iyi olmak için bireysel antrenman yapıyorsunuz, koşuyorsunuz, halter yapıyorsunuz.. Ama birileri tatilinden gelip imzayı atıyor.. Hangi hedef, hangi ruh, hangi gelenek hangi motivasyon ?

Sonra bir de kendimi Galatasaray altyapısında oynayan bir çocuğun velisi yerine koyuyorum. Türkiye şartlarında bir çocuk okutmanın, ona spor yaptırmanın maddi yükünü bu yazıyı okuyan büyüklerim daha iyi bilir. Ancak ben de altyapılarda oynamış bir genç olarak ne kadar zor olduğunu az çok bilirim. Sadece maddiyat da değil. Dersleriyle birlikte yürütebilsin, kötü alışkanlıklar edinmesin, hayalini kurduğu hedefe ulaşabilsin diye en çok o velilerin uykusu kaçıyordur, emin olun. Ve bir sabah kalkıyorsunuz, sizden daha çevreli, ikili ilişkileri daha iyi bir aile çocuğunu sizin çocuğunuzun hayalini kurduğu yere oturtmuş. Oturtmayı geçtim, kariyer planlamasını da yapmış.

Ben burada Galatasaray'ı asla kötülemiyorum. Bunun gibi onlarca örnek oldu bu ülkede, hala oluyor, ileride de maalesef olacak. Kartvizitle basketbolcunun yetişmediğini ah bir anlasak.

Bu yazıyı yazmasaydım içim rahat etmezdi. Benim Şuacan Pişkin ile veya ailesiyle hiçbir problemim olamaz. Kendisiyle 2-3 defa selamlaşmak dışında bir iletişimim yoktur, ailesini sokakta görsem tanımam. Ama ben basketbol sevgimi, ahlakını aldığım ve beni bu oyuna bağlayan insanların bana öğrettiklerine ihanet edemem. Bu olaya seyirci kalırsam, yıllarca altyapılarda imkansızlıktan veya zorunluluktan basketbolu bırakmış arkadaşlarımın, hatta arkadaşım olmasa bile bildiğim insanların, onları eğitmek, bir geleceğe hazırlamak için maddi manevi fedakarlıklar yapan ailelerinin ve en önemlisi antrenörlerinin yüzüne bakamam.

Kimsenin ekmeğinde gözüm yok. Allah daha çok versin. Bu kontratla ne Galatasaray fakirleşir ne Şuacan Pişkin ve ailesi zengin olur , işin bu tarafında da değilim. Ben Sinan Ömeroğlu'nun , Hasan Serbest'in emeklerine, biraz önce saydığım çocukların hayallerine üzülüyorum.

Saygılar.

Aybars AKSU

0 yorum:

Yorum Gönder