31 Ağustos 2013 Cumartesi

Polonya (Eurobasket 2013)

Polonya milli takım düzeyinde yeni çıkış yakalayan ülkelerden biri. '91 - '05 arası son 16'da yer almaktan çok uzak bir takım görüntüsü çizerken '07'de gruplarda mücadele etme başarısı ve 2 yıl sonra kendi evlerindeki turnuvada 2. tur görmeleri Avrupa arenasında yavaş yavaş yerlerini sağlamlaştırmaya başladıklarının bir göstergesiydi. '11 Litvanya'da ise Türkiye'yi yenip 2. turu son B.Britanya maçında kaçırdıklarını çoğumuz hatırlıyoruzdur.

O yıllarda turnuvaya 'alt seviye takımlardan biri' konumunda gelen Polonya'da şu an itibariyle görüntünün farklı olduğunu söylemek gerek. Dirk Bauermann'ın da koçluğa gelmesiyle biraz daha derli toplu ve potansiyelini doğru tarafa yönlendirebilecek bir ekip var karşımızda. Litvanya'da yer almayan Gortat - Lampe ikilisinin tekrar bir arada oynayacak olması da ayrı bir umut ışığı doğuruyor Polonya adına.

Gortat - Lampe faktörü doğal olarak hücumların pota altı ağırlıklı şekillenmesine yol açıyor. Bu iki oyuncunun sahada olduğu dakikalarda 1 numaralı skor opsiyonunun boyalı alan olduğunu öngörmek için kahin olmaya gerek yok. İkilinin birbirini iyi tanıması ve tamamlaması da elini güçlendiriyor Polonya'nın. Burada olumsuz olarak bahsedebileceğimiz detay ise uzunlara pozisyon hazırlamada kısaların çoğu zaman yetersiz kalması. Pick&roll oyunlarının eksikliği Gortat ve Lampe'nin sıkça alçak post'ta sırtı dönük topla buluşmasını zorunlu kılıyor. Aynı şekilde bu ikilinin orta mesafe şutunu değerlendirecek pick&pop organizasyonlarının da efektif olarak uygulandığını söylemek güç. Kısalarda sıkıntı bunla da bitmiyor. Topa baskıda çabuk çözülen ve aynı baskıyı rakibine uygulayamayan bir görüntüye sahipler. Derinlik sorunu da cabası. Koszarek - Pontika - Kelati üçlüsünü ilk beş başlayacak kısa rotasyonu olarak kağıda yazdığımızda kenardan gelerek takıma istikrarlı düzeyde pozitif katkı getirebilecek yegane isim Adam Waczynski. Bauermann her ne kadar hazırlık maçlarında süre dağılımını dengeli ayarlamaya çalışsa da turnuvada rotasyon daralacaktır muhtemelen. Uzunlarda ise Hrycaniuk - Ignerski back-up olarak yeterli düzeyde gibi şimdilik.

Biraz daha pozitif notlara odaklandığımızda yay gerisinden önemli tehdit yaratabilecek oyuncalara sahip olmaları ön plana çıkıyor. Kelati'nin başını çektiği bu grupta Ignerski, Waczynski ve Pontika'yı da saymak mümkün. Gortat ve Lampe'nin de iyi pasörler olması (özellikle Lampe) bu avantajlarını daha aktif kullanabilmelerini sağlayabilir. Kelati'nin hücumu tek boyutlu olmaktan çıkarmak ve Koszarek'in sahada olmadığı dakikalarda (veya etkili olamadığı maçlarda) oyun kurucu görevini devralmak gibi önemli sorumlulukları var dış şut potansiyelinin yanında. Polonya back-court'unun en önemli ismi şüphesiz.

Beklenti: Gruplarında tablo gayet net. İspanya - Slovenya'yı 1-2 olarak düşündüğümüzde geriye 3.'lük koltuğunu kapmak için mücadele edeceklerini beklemek mümkün. İlk 2 günkü Gürcistan ve Çek Cumhuriyeti maçlarını kayıpsız atlatıp 7 Eylül'deki Hırvatistan maçını hedef belirleyeceklerdir. Dağınık Hırvatlar karşısında kayda değer bir şansları var, hatta ben bir adım daha öne gidip onları favori gösteriyorum. Savunmalarını belli bir seviyede tutmaları onlar için öncelikli unsur, hücumda bir şeyler üretebilecek kapasiteye sahipler zaten. Eurobasket 2011'deki Makedonya kadar ileri gidebilirler mi bilmiyorum ama underdog takımlar arasında Polonya'yı ilk sıraya yazmamız gerekiyor.


0 yorum:

Yorum Gönder