9 Eylül 2013 Pazartesi

Ahmet Kandemir Röportajı (Yarısaha Özel)


Yarısaha ekibinden Gürhan Ul, Beşiktaş koçu Ahmet Kandemir'le içi dolu bir röportaj yapmış. Ekibe saygıdan bir gün sonra buradan paylaşmayı uygun gördük.  

Hocam Antalya BŞB ile yaşadığınız sıkıntıyla başlamak istiyorum. Son durum nedir?
Mahkemede haklı çıktım ve tazminat davası kazandım ancak olay şu an Yargıtay'da. Ben tazminatı arttırmak istiyorum, karşı taraf da tazminat vermemek istiyor. Benim istediğim zengin olmak falan değil. Kontratımda yazılı olan, yani hakkettiğim ücreti istiyorum. Bu konu hakkında olay Yargıtay'da olduğu için daha çok şey söyleyemiyorum ama davanın sonu geliyor artık. Yakında her şey belli olacak.

Beşiktaş'ın bu sezonki transfer bütçesi sizce yeterli mi?
Beşiktaş Basketbol Takımı çok önemli bir değişim içinde. Gerek yönetim gerekse takım kimyası olarak. Bildiğiniz gibi Beşiktaş kulübünün borçlanmasından çok bahsediliyor. Son 10 yıla bakıldığında borcun ana faktörlerinden biri basketbol. Geliri daha yüksek takımlarla mücadele edebilmek için borçlanma yoluna gidilmiş. Son yıllarda sadece Milangaz döneminde düzenli ödeme yapılmış. Bilindiği gibi erkek basketbol, kadın basketbol ve altyapı takımlarımız var. Biz bütün gelirimizle bu üç takımı açık vermeden idare etmek zorundayız. Görüldüğü üzere, bayan basketbol takımımızın geçen sezonki başlangıcı ile bu sezon arasında çok önemli farklar var. Yabancıları sezon ortasında alınan bir takım yerine, yabancılarını sezon öncesinde almış ve kadrosunu kurmuş bir takım var karşınızda. Bizim tek derdimiz erkek basketbol değil, şubenin kuvvetli olması için çalışıyoruz. Altyapıda ise ciddi paralar harcıyoruz. Rakiplerimizden sadece Fenerbahçe, Ülker vasıtasıyla başarıyı sürekli hale getirebilmiş. Galatasaray'ın ise bu paraları harcamaya devam ederse ileride maddi olarak açık vereceğini düşünüyorum. Şampiyon olunduğu zaman sıkıntı olmuyor ama olunamadığı zaman, şubeler üzerinde ciddi yaralar açılıyor. Bizim kısa ve uzun vadede olmak üzere iki programımız var. Mesela altyapıya 15-16 yaşında oyuncuları ciddi bonservis paraları ödeyerek transfer ediyoruz. Mesela Kosova'dan Mörgim Jakupi'yi aldık. Henüz 15 yaşında ve 2.02 boyunda. Genç Milli Takım'dan da bir guard transfer etmeye uğraşıyoruz yine bonservis ücretiyle. İlk hedefimiz yıldız ve genç takımlarımızı güçlendirmek ve bunu yaparken de harcama yapmaktan kaçmıyoruz.

Hocam genç oyuncular demişken, Kartal ve Doğukan hakkındaki düşünceleriniz neler?
Son dönemlerde Beşiktaş altyapısı derece olarak kötü sonuçlar elde etmiyor. Ama işler düzensiz ve plansız şekilde ilerlemiş. Örnek vermem gerekirse, yıldız takımımızın en önemli oyuncusu guard, genç takımımızın da öyle. Sonuçta beş tane guard'la basketbol oynanmıyor. Bunun da düzenlemesini yapmaya çalışıyoruz. Mesela küçük takımda uzuna, yıldız takımda forvete, genç takımda ise oyun kuruculara yatırım yapacağız. Bu mevkiler değişebilir ama asıl hedef ileride takımımıza her mevkiden oyuncu kazandırmak. Bilindiği gibi 5 yabancı kuralı var ülkemizde. Bu da demek oluyor ki, belli bir yerli oyuncu grubunuz varsa 5 yabancı takviyesiyle güçlü bir takım oluşturmak çok da zor değil. Şu anda elimizde A Takım'a aldığımız Kartal ve Doğukan var. Point guard oynayan Kartal geçen sezon süre almakta çok zorlanmış ama bu sezon öyle olmayacak. Önünde 3 guard varken şimdi bunu kısıtladık. Şimdi önünde Mehmet Yağmur ve alacağımız yabancı guard olacak. Bu demek olmuyor ki, ne olursa olsun o iki oyuncuyu bekleyecek. Kartal formda olur ve formayı hakkederse takımın birinci guard'ı dahi olabilir. Takımdaki yerini zaman, çalışma ve göstereceği performans belirleyecek. Doğukan, Kartal'a oranla biraz daha zayıf çünkü pozisyon itibariyle size'ı küçük ve ayakları yavaş ama çok önemli bir skor kabiliyeti var. Süre verebilecek durumda olursak kadromuzda tutacağız ama aksi takdirde süre alabileceği bir takıma kiralayıp, hazır hale getirmeye çalışacağız.
Bu sene Beşiktaş'ın hedefleri neler?
İki hedefimiz var. İlki Beşiktaş'ı paraları zamanında ödemeyen, pahalı transferler yapan bir şube yerine işlerin düzenli yürüdüğü bir hale getirmek. Saha içerisindeki hedefimiz ise; Biz Beşiktaşız, ağlama sızlama gibi bir lüksümüz yok. Bütçemiz ne olursa olsun hedeften sapamayız. Paranın yerine ekstra güçlerimiz var. Bunlardan en önemlisi taraftar. Bu örneği defalarca verdim, Ergin Ataman Anadolu Efes'te yapamadıklarını Beşiktaş ve Galatasaray'daki taraftar etkisiyle yaptı. Beşiktaş'taki en büyük gücümüz taraftar. Bunu parayla satın alamazsınız. Beşiktaşlılar mücadele eden sert bir takım istiyor. Kendileri için mücadele edildiğini görünce, desteğin dozajı artıyor. Tek isteğimiz taraftarın istediği gibi bir takım oluşturmak.

Lofton'un eski performansında olmadığı birçok yerde yazılıp çiziliyor. Sizin düşünceniz nedir?
Daha önce Lofton'la çalıştığım için bu mukayeseyi ancak ben yapabilirim. 1 sene oynamamış olmanın verdiği dezavantajlar elbette var ancak sakatlığı tamamen geçti. Bolu'da çok ağır bir kamp yaptık ve fiziksel olarak hiçbir eksikliği olmadığı ortaya çıktı. Kendisiyle devam edip etmeme kararı sözleşmesindeki opsiyon nedeniyle bizde. Ancak Lofton ile ilgili olan düşüncelerimiz şu anda oldukça pozitif.

Son yıllarda Beşiktaş birçok yabancı oyuncuyu parlatıp başka kulüplere kaybetti. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
Bu tamamiyle ekonomiye bağlı. Ülkenin en zengin kulüpleri bile değerli oyuncularını daha büyük kulüplere kaptırabilir. Biz bu sezon kontratları mümkün olduğunca kendi lehimize yaptık. Ancak ne olursa olsun, bir oyuncunuzun önüne 2 Milyon Dolar koyulduğu zaman, o oyuncuyu kaybedersiniz. Sonuç olarak bir oyuncunun kafası sahada olmayınca verim almak da çok zor oluyor. Biz Gary Neal'ı Pınar Karşıyaka'ya 65.000 Dolar'a getirdik ve kendisi ilk 5 haftada ligi sürklase etti ve Barcelona talip oldu. Bizimle kontratı devam ediyordu ancak 1 lira alan oyuncunun önüne 10 lira konulunca, oyuncuda konsantrasyon kalmıyor. İlk antrenörlük dönemlerimde bunu Muratcan'da da yaşadık. 18 yaşındayken çok iyi bir sezon geçirmişti. Ülker ona öyle bir rakam teklif etmişti ki, biz o ücreti belki 5 senede veremezdik. Bir antrenör olarak ona gitme demem için tek şansım vardı; ''Kal ve rotasyon oyuncusu olmak yerine bizde oynamaya devam et.'' Demem o ki bu durum sadece Beşiktaş'ın değil, Türk kulüplerinin genel bir sorunu.

Antenörlüğünü yaptığınız takımlarda yabancı seçimleriniz daha çok genç oyuncular oluyor. Ve bu tercihleriniz genelde oldukça verimli oluyor. Bunu neye borçlusunuz?
Geçmiş dönemlerde 20-22 yaş ortalamalarıyla çok büyük başarılar elde etmiş takımlar var. Jugoplastika, Zalgiris Kaunas ve Partizan en iyi örnekler. Ben oyuncunun yaşına değil kapasitesine bakarım. Genç oyuncu tercihimin en önemli sebebi ise, genç ve başarıya aç oyuncular kolaylıkla bütün sezona konsantre olabiliyorlar. Belli seviyelerdeki oyuncular ise, çoğunlukla maç seçiyorlar. Gençlerin oynama ihtiyacı olduğu için sezonun genelinde konsantre olurlar ve bunu mümkün mertebe bozmazlar.

Guard transferinin geciktiği söyleniyor, sizce bu doğru mu?
Bu konuda oldukça büyük eleştiriler alıyoruz ancak gecikmesinin nedeni bizim alelade bir oyun kurucu değil, kalitesi belli ve takımı taşıyacak isimlerin peşinde olmamız. Birinci tercihimiz Erick Green'di. Almaya çok yakındık ancak ufak detaylarla kaybettik. İkinci tercihimiz ise, Nate Wolters'tı. Onunla ilgili çalışmalarımız hala devam ediyor. Oyuncu için Milwaukee ile dahi görüştük ve bir planlama teklif ettik. Ancak dediğim gibi hem Wolters hem de başka oyuncular için çalışmalarımız devam ediyor ve kısa sürede guard transferini sonlandıracağız.
Takımın yerli rotasyonunu yeterli görüyor musunuz ve takviye düşünüyor musunuz?
Yerli rotasyonumuz geçen sezona oranla sayısal olarak daha dar ama önemli olan nasıl verim verecekleri. Geçen sezon PG pozisyonunda çok kalabalıktık. Elimizde Tutku ve Can Akın vardı ancak bu oyuncular yarım yarım oynayabildiği için ancak bir oyunculuk süre alabildiler. Daha fazla verim alabilmek için böyle bir yola gittik. Gökhan Şirin'i aldık ve onun süresini arttırmak için, oynamadığı bir pozisyonda 3 numarada da kullanmayı düşünüyoruz. Yerli kadromuzu eleştirildiği kadar kötü bulmuyorum. Hem geliştirip hem de gençlere şans vermek imkansız. Kosova'dan transfer ettiğimiz genç oyuncumuzu dahi A Takım'da oynatmayı düşünüyorum ancak şöyle bir problem var ki, ülkemizde ''bir oyuncu 3 ayrı yaş grubunda oynayamaz'' diye saçmasapan bir kural var. Yaşı yıldız takım yaşı ancak A Takım'da süre verirsem yıldız takımda oynayamayacak. Federasyona bu konu ile ilgili bir başvuruda bulunacağız. Sonuç olarak ileride Türk Milli Takımı'na da çok faydalı olacak.

Yabancı sınırını doğru buluyor musunuz?
Kesinlikle bulmuyorum ancak derdim sayısal değil. Kaç yabancı olacaksa sahada olmalı. Baktığınız zaman, x takımda az süre almış bir oyuncuya gel sana forma şansı verelim diyorum. 6 sayı 2 ribaund ortalamaya sahip bu forvet 250.000 Dolar istiyor. Ben diyorum ki menajerine ''Sen bana bir tane Amerikalı gönder aynı ortalamalara sahip, değil ücretine adına dahi bakmam''. Yabancı kısıtlaması olduğunda, piyasada az Türk oyuncu olduğu için fiyatlar artıyor. Yerli oyuncular ülkemizde çok ciddi paralar kazanıyor. Tamam kazansınlar ama, gerçek bu değil. Barcelona'da, Real Madrid'de, Maccabi'de Sırp oyuncular oynuyor peki Türkler neden oynamıyor? Bu ciddi bir sorun.

Erman Kunter'in altında çalışacak olmanız sizde herhangi bir çekince yaratıyor mu? Bu durum yanlış anlamazsanız, kendinizi diken üzerinde hissettiriyor mu?
Bu oluşum Türkiye'de çok yeni, o yüzden çekinceler olması doğal. Kendi adıma şunu söyleyebilirim ki, Beşiktaş'taki görevime profesyonelce değil duygusal şekilde bakıyorum. Beşiktaş bana ''gel altyapıda görev al'' dese hiç düşünmez kabul ederdim. Kulübü çok sevdiğim için herhangi bir profesyonel kaygım yok. Tek hedefim hizmet.

Beşiktaş bu sezon nasıl bir basketbol oynayacak?
Öncelikle çok değişken bir müdafaa yapacağız. Türkiye'de genel olarak kullanılmayan ''sayı yedikçe değişen savunma'' yapmayı planlıyoruz. Çok sert olacağız. Hücumda ise, benim felsefemde en önemli şeyler ribaund almak ve top kaybetmemektir. Bu şekilde rakipten çok top kullanabiliyorsunuz. Shot selection'a yani doğru topu kullanmaya çok önem veriyorum. Yani, hücumdaki başlıca hedefimiz rakipten fazla ve seçerek top kullanmak olacak. Birbirlerini tamamlayan bir takım yaratmaya çalıştık. Oyuncularımız savunmada da hücumda da birbirlerine fazlasıyla yardımcı olacak.

Lofton ve Foster gibi iki skorere sahipsiniz. Top paylaşımı zor olmayacak mı?
Az önce söylediğim gibi boşta olan adamı bulmak ve doğru şutu kullanmak çok önemli. İki oyuncu da çok ciddi skorerler ama, örnek verirsem Lofton topu elinde isteyen McCalebb tarzı bir guard'ın yanında 20 sayı ortalaması yakalamış bir oyuncu. Bu yüzden herhangi bir sıkıntı yaşanacağını düşünmüyorum. Hangi oyuncunun daha çok top kullanacağı ise o günkü performanslarına bağlı. O gün kim iyi atıyorsa, o atmaya devam edecek. Bu kadar basit.

Her sezon yaptığınız transferlerden biri hatta bazen ikisi fazlasıyla parlar. Beşiktaş'ta bu oyuncu sizce kim olur?
Iverson'ın çok kaliteli olduğunu düşünüyorum. Çok genç ve acemi bir oyuncu. Avrupa ve Amerika basketbolu arasında ciddi farklar var ancak stil olarak Avrupa'ya son derece yatkın bir çocuk. 2.11 boyunda olup, hızlı hücuma guard kadar hızlı koşan bir oyuncu ve işin emek kısmında fazlasıyla aktif. Zaman son derece lehine. Son 2 sezonda Erwin Dudley'deki değişim ve gelişim başta Iverson olmak üzere birçok oyuncuya örnek olmalı. Zamanında belki hatırlarsınız William Bud Eley'i getirdik Türkiye'ye. İdmanda ve hazırlık maçında görenler ''bu ne ya, bunu nereden buldunuz?" dediler. Bu son derece normal çünkü, birçok genç Amerikalı değil Avrupa'yı, New York'u dahi görmeden kendilerini yepyeni şehirlerde bulup bir anda sudan çıkmış balığa dönüyorlar. Burada ise oyuncunun karakteri devreye giriyor. Güçlü olanlar takıma, şehire ve ülkeye sancısız şekilde alışırken, bazıları ise çok zorlanıyorlar. Eley'e dönersem, William Bud o sezonu MVP, sayı ve ribaund kralı olarak tamamladı.

Rakipleriniz hakkında neler düşünüyorsunuz?
Ne kadar para harcandığı değil nasıl harcandığı önemli. Anadolu Efes bu sezon bütçeyi görece olarak kıstı ancak hataları anlayıp çok daha iyi bir takım kurdu. Galatasaray da kurulu düzeni değiştirmeyip, çok önemli eklemeler yaptı. Fenerbahçe'de ise son senelerde asıl sıkıntı bence disiplin problemiydi. Onlar da Obradovic'i alarak bu konuda önemli bir atılım yaptı ancak onun da elinde sihirli değnek olmadığı için, kesinlikle süre verilmeli. Fenerbahçe'nin bir diğer önemli hamlesi ise yerli kadrosunu değiştirmeye başlaması oldu. Bu uzun vadede kendileri için çok önemli olacak. Asıl ciddi yatırımlar ise bence bu sezon orta ve alt sıralarda oldu. Karşıyaka, Telekom, Antep, Trabzon gibi takımlar çok ciddi kadrolar kurdu. Zevkli ve heyecanlı bir lig bizi bekliyor.

Obradovic'in Fenerbahçeli oyunculara alkol testi yapılması düşüncesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
2 Milyon Dolar net kazanan bir oyuncu eğer kendisini alkol ve gece hayatıyla yıpratıyorsa bunun çözümü alkol testi değil, karakter ve zeka testidir. Oyuncular çok yoğun bir programa giriyorlar ve hayatlarına dikkat etmek zorundalar. Onları profesyonel yapan imza attıkları sözleşmeler değil, yaşam tarzları ve işlerine olan saygılarıdır.

Milli Takım'daki sorunlar nedir sizce?
Milli Takım'ı seyirci gözüyle izlediğimde ilk düşündüğüm şey çok ciddi bir değişime ihtiyaç olduğu. Takım tok oyunculardan oluşuyor ve bu günden güne daha kötü etkiliyor. Şu anda Milli Takım'da olan jenerasyon yeterli başarıları yakaladı ancak artık yeni jenerasyona yer verilmeli. Bir diğer düşünülmesi gereken konu ise, başarılarımızın sadece evimizdeki organizasyonlarda gelmesi. Taraftar desteği olmadan da oynamayı öğrenmemiz lazım.

Oyuncu yetiştirmekteki sorunlarımız hakkında ne söylemek istersiniz?
Oyuncu yetiştirmekte bir sorunumuz olduğunu düşünmüyorum. Oyuncular belli bir yaşa kadar çok üst düzey şekilde geliyor ancak genç yaşta büyük paralar kazanınca, ''ben oldum'' düşüncesine kapılıyorlar. Bu da gerek bireysel kariyerlerini gerekse ülke basketbolunu ciddi sekteye uğratıyor. Genç oyuncular kendilerine ''oynamak ve kendimi geliştirmek mi yoksa para mı kazanmak istiyorum'' sorusunu sorduklarında ülke basketbolunda bazı şeylerin ileri gideceğini düşünüyorum.

Ahmet Hocam ayırdığınız zaman ve sorularıma verdiğiniz samimi cevaplar için çok teşekkür ediyorum. Size ve Beşiktaş Basketbol Takımı'na başarılı bir sezon diliyorum.
İyi dilekleriniz için teşekkürler, Yarısaha'ya yayın hayatında başarılar.

0 yorum:

Yorum Gönder