8 Eylül 2013 Pazar

Bıktırdınız

Satırlarca laf sokup içimizi rahatlatmamız mümkün Türkiye Milli Takımı konusunda. Çünkü söylenecek her mantıklı söz, düşünülen her güzel detay içimizde bir ukte olarak kalmaya devam edecek bu yönetim devam ettiği sürece. Kerem Tunçeri'nin basketinden sonra birçok şey geriye gitse de bu kadar çabuk dibe vurmayı beklemiyorduk toplum olarak. Bu yazının konusu geniş çapta bir değerlendirme değil, sadece şu dört günlük durumdan satıra dökülebilecek noktalar. Tarihi uzattıkça lafları da büyütmek gerekir.

Doğru düzgün doping testi yapılmayan NBA'de doping yapmayı beceren bir takım lideri, asıl pozisyonu iki numara olmasına rağmen sırf Tanjevic'e ayıp olmasın diye oyun kurucu da oynadığını da ısrarla vurgulayan bir 'oyun kurucu', havada asılı kalıp kararı o an vermenin kendince mantıklı olduğunu düşünen bir devşirme ve saçının şeklini oyunundan daha çok önemseyen bir uzunla çıkılan bu yolculuk sona erdi. İnsanların üzülmemesine şaşmamalı. Oynayan adam rezil olmayı hazmediyorsa izleyen ağlayacak değil neticede.

Burada medyaya da bir parantez açmak lazım. Oyun aklı olmayan takımı illa bir yerden övebilmek için 'savunma takımı' etiketi yerleştirilmek istendi. Bunun böyle olmadığını artık basketbolu sıkça takip edenler değil, herkes biliyor. Bir de 26-27 yaşındaki adamlara genç muamelesi yapıyorduk turnuva öncesi. 96'lı Hakanson ve 23 yaş altı oyuncuları dolduran Sırp rotasyonu bunun en uç örnekleri. Bunları bilip de bu yaşa gelen adamlara genç muamelesi yapan herkes yazı yazarken artık iki kere düşünüp insanları yanlış yönlendirmesin.

Yapılan haksız kadro seçimleri, oynanan felaket oyunla ilgili birçok kişinin dalga geçmeye, yorum yapmaya hakkı olabilir ancak bundan iki sene önce bu takımın bir parçası olup, geçtiğimiz yıl kadroya katılmama cesaretini de açık açık belirtemeyen bir insanın alenen dalga geçmeye hakkı yok. Enes Kanter alt yaş kategorilerinde birçok şey başarmış olsa da profesyonel olduktan sonra kendini gördüğü noktaya gelmedi henüz. Neyse ya Enes tövbe eder, her şey normale döner onun için.

Son olarak Tanjevic'in turnuva boyunca yaptığı açıklamalar... Enerjik bir takım diye diye basket takımı değil altılı Red Bull pakedine dönüştürdü takımı. Dün utanmadan 48 gün az dedi adam. Euro 92'ye tatilden gelip şampiyon olan Danimarka uç bir örnek de 48 günden bahsediyoruz ya. "Simit sat, onurlu yaşa" faslını çoktan geçtik de kendi ağzından çıkan lafa inanmayan adama milli takım emanet ediliyor. Bu ülkede teknik/taktik kısmını geçip sadece 12 kişiyi seçip, rotasyon yapabilecek herkes daha doğru seçimler yapardı diye düşünmememiz için hiçbir sebep yok. Artık Cenk Akyol, Barış Ermiş, Kenan Sipahi diyerek, bir de oradan laf yapmak istemiyorum artık. Onlara yapılan haksızlık asla unutulmayacak. Türkiye Mili Takımı'na en çok zararı verenleri de çok uzakta aramaya gerek yok, bir tanesi reklama giderken/reklam dönüşünde kendini belli ediyor zaten. Ciddi manada bıkkınlık verdiniz.

İbrahim Tilki

0 yorum:

Yorum Gönder