10 Ekim 2013 Perşembe

Banvit 2013/2014



Halil Sezai'den Olsun'un  "İçimde her gün ölen umutlar var..." kısmı Bandırmalı basketbolseverlerin şu aralar kafalarında yer edinmiş bir vaziyette. Euroleague biletinin kaçması yetmezmiş gibi bundan iki sene önce çok yaklaştıkları Türkiye Kupası'nda son sekizin dışında kaldılar.

Banvit yapısında artan bütçeyle birlikte üzerlerindeki "Kupa kazanamama" baskısı günden güne ağırlığını arttırırken Türkiye Kupası'ndan elenmek onlar için önemli bir darbe. Şimdiden konuşmak erken olsa da TBL'ye baktığımızda "Anadolu'dan şampiyon" için pek kolay bir sezon değil. Zaten şimdiye kadar ortaya konan performans da beklentilerin bu olmadığı yönünde. Geçen yılki finali bile tekrarlamanın zor olduğu bir yıl olsa da Dimitris Itoudis ve ekibinden bir günde umutları kesecek biri değilim.

Sezon öncesi hazırlık döneminde çok iyi bir görüntü vermişti Banvit. TÜBAD'da Efes - Galatasaray - Khimki karşısındaki hava çok iyi bir hava yakalandığı yönündeydi. Geçtiğimiz sezona göre birçok şey değişmişti. Aslında temelde bakıldığında çok şey değişmemiş gibi gözükse de parkeye yansıması oldukça farklı oluyordu. Kalin Lucas belki EJ Rowland'a göre daha büyük potansiyel olabilir. Ancak Avrupa'ya uyum açısından Lucas'ın boşa geçirdiği yıllar ortada. Rowland ise yapabildikleriyle kesinlikle güven veriyor. İki isimden de takımın istedikleri yakın şeyler olsa da verecekleri/verebildikleri penceresinde Rowland, Lucas'ın çok önünde. Takımın bütün işlerinde başrol üstlenen Mejia - Simmons - Chuck üçlüsü yine aynı rollerinde.  Temel taş olan bu yapıya dokunmamanın en mantıklı hareket olduğu görüşündeyim. Üç isim de takımın hem skor yükünü hem organizasyon yönünde önemli rol üstlenmekle kalmayıp işin emek kısmında da geri adım atmıyorlar. Keith Simmons'u Efes'e kaptırmamalarının önemini istatistikler ötesinde anlamak çok daha kolay. Geçen sezon bolca iki dört numara izlediğimiz Banvit pota altında yine öne çıkan sistem bu olacak gibi. Chuck Davis ve Kenan Bajramovic'ten farklı olarak, Chuck Davis ve Drew Gordon bu rolü oynayacaklar. Gordon, Bajramovic'e göre çok daha atlet fakat daha kötü şutör olmasıyla oyunun açılmasını engelliyor. Gordon'un beşe çekildiğinde undersize kalması handikap durumunda.  Ancak havadaki efektifliği ve getirdiği enerji de atlanmaması gereken detaylardan. Bajramovic'in rolünü daha küçük çapta üstlenmesi için alınan Cevher Özer ise cv'sinin hakkını veren bir görüntüde değil henüz. Yerli havuzu açısından kıymetli bir parça gibi gözükse de Cevher kendi adına kötü geçen sezonları unutturacak gibi değil şimdilik. Burada bir parantez de İzzet Türkyılmaz'ın takımdan ayrılmasına açmak gerek. Orhun Ene'nin onu dört numara haricinde de kullanıyor oluşu bolca missmatch oluşmasına neden oluyordu. İzzet'i kaybetmek Banvit açısından dezavantaj gözüküyor.

Pivot konusunda da durum geçen yıla benzer. Stimac ve Ermal'in ortak noktaları savunmada takımlarına handikap yaratmaları. Stimac daha ribaundçu, Ermal'in hücum portföyü biraz daha geniş. Fakat Kuqo'nun 33 yaşına geldiği ve son iki sezonun büyük bölümünde bench ısısttığı da atlanmaması gereken detay. Ondan beklentiler var ve yerli olması TBL açısından oldukça önemli. Prepelic'in rolü ise Şafak'ın güven vermediği günlerde zaman zaman Rowland'ı dinlendirmesi ve yüzdeli şut atması. Biraz daha Serkan Erdoğan'ın gidişiyle yapılmış bir hamle olduğunu eklersek şimdilik o boşluğu doldurması kolay değil. Kötü bir yaz geçirdi ve potansiyeli olması bazen gereksiz umutlanmalara ve bu uğurda kayıplara neden olabilir. Bu isimler dışında bench sigortası rolü yine Erkan Veyseloğlu'nda olacak. Erkan yıllardır beklentileri arttırmadan alacağın verim açısından hayal kırıklığı yaratmayan bir isim. Şafak - Duşan ikilisi ise rotasyonda küçük de olsa rolleri olan ve bunların artıp azalacağı kendi ellerinde olan isimler. Bandırma Kırmızı'dan mezun olup Banvit'e geçen Ahmet Fatih Cantitiz de kadronun 12.adamı. O şu an rotasyonun son halkası konumunda.

Oynayacakları basketbol konusunda görünen geçen yılın çok ötesinde olmadıklarını gösteriyor. Özellikle oynanan beş resmi maçta oyunun çok fazla birebire kalması. Ancak Dimitris Itoudis'in oluşturacağı yapının tek yıllık olarak bakılmaması kanaatindeyim. Eurocup özelinde ise yıllardır kazanılamayan final maçlarında takımın sinmemesi en büyük kazançları olacak. Artı/Eksi penceresinden bakıldığında artıların fazla olduğunu düşünüyorum. Kötü başlayan sezonda öncelikle beklentilerin doğru ayarlanması gerekiyor Bandırma'da.

İbrahim Tilki

0 yorum:

Yorum Gönder