28 Ağustos 2014 Perşembe

Dünya Şampiyonası Takım Analizleri | Slovenya

Geçen yaz kendi evlerinde düzenledikleri Eurobasket ve #junaki hashtag'inden gayet rahat hatırlanabilecek bu Avrupa'nın nispeten küçük ülkesi, İspanya'ya bazı eksiklerle geliyor. Koç Bozidar Maljkovic'in Eurobasket'in hemen ardından, duygusal bir konuşmayla takımdan ayrılmasıyla birlikte yeni bir koç ve daha farklı bir sistem Slovenlerin önündeydi. Maljkovic ve Memi Becirovic'ten önce de Eurobasket 2009'da takımın başında olan Jure Zdovc, daha tecrübeli olarak tekrar milli takım macerasına atılma fırsatını kaçırmadı.

Yukarıda da bahsettiğim gibi yeni bir koç var ve bu genellikle farklı bir sistem demek. Koç Zdovc'un ise bununla birlikte daha farklı problemleri de oldu. Slovenya Milli Takımı'ndaki mevcut kabuk değişiminden elbette ki bahsedebiliriz. Evlerindeki turnuva; Lakovic ve Nachbar gibi (diz sakatlığı olmasa ha keza Erazem Lorbek gibi) yıllardır bu formayı terleten oyuncuların son danslarıydı. Lakovic-Nachbar ikilisinin milli takım kariyerlerine son vermesi, bu yaz takıma katılan fakat sonradan affını isteyen Lorbek'in olmamasına zaten hali hazırda kadroda olmayan Mirza Begic ve Gasper Vidmar'ın yokluğu eklenince, en azından uzun rotasyonu olarak eli bayağı daraldı Jure Zdovc'un.

Turnuva kadrosunun belli olmasından mütevellit konuşursak, Slovenya'nın elindeki tek gerçek 5 numara Alen Omic ve tecrübe eksikliği nedeniyle turnuva başlangıcına doğru süreleri gittikçe azaldı. Bu durumun en basit sonuçlarından biri de boyalı alan savunmasındaki zaaf. Bu zaafı kısalardan yardım getirerek çözmek bir şekilde tutuyor olsa da arkada çemberi savunacak birinin olmaması kısaların bire bir savunmasına daha büyük bir önem yüklemiş oluyor. Yine de ribaund konusundaki sıkıntılar kısalardan gelecek yardımlarla çözülecek gibi durmuyor. Hatta yanılmıyorsam hazırlık döneminde oynadıkları hiçbir ciddi maçta ribaund üstünlüğünü yakalayamadılar. İyiye yormak biraz zor.

Daha kısa ortalamaya sahip bir 4-5 rotasyonu savunmada işleri zorlaştırsa da, Jure Zdovc'un bol bol kullandığı en önemli kozlardan biri; 1'den 5'e kadar şut tehdidine sahip bir takım (Omic'in kenarda olduğu 5'ler üzerinden konuşuyorum). Yarı sahadaki yüksek set temposunda, uzunların perdelemeden çok daha nitelikli görevleri var. Uros Slokar, Jure Balazic ve Miha Zupan'ın orta/uzak mesafe şuta sahip olmaları hücumu da genişleterek kısalara penetre alanı açıyor. Hatta hazırlık döneminde Edo Muric'i de 4 numarada denedi koç Jure Zdovc. Muric'in -en basitinden- perdeden sonra pop-out yapabilecek kadar 4 numara fundemental'ına sahip olması fazlasıyla yardımcı oluyor.
Bu kadar uzun konuşsak da hücum yine kısaların üzerinden dönüyor Slovenya'da. Veteranların elini eteğini çekmesinin ardından takımın mutlak lideri konumuna gelen Goran Dragic, artık tamamen direksiyonda olduğu ilk turnuvasına hazırlanıyor (geçen yaz da takımın en önemli kozuydu Dragon ama Lakovic ve Nachbar'ın gölgelerini görmezden gelmek doğru olmaz). Belli opsiyonları bulunan, pas-kat ve tepe-kenar ikili oyunlarının yüksek tempoda oynandığı, göze hoş gelen Slovenya hücumlarının haliyle ana karar mekanizması konumunda.

Geçen yazla karşılaştırmak gerekirse, hemen hemen aynı oyuncu grubu bu sefer biraz daha dizginlenmiş bir oyun sergileyecek. Bunda koçun tercihi kadar sağlam ribaund alıp hızlı hücum başlatamama sorununun da payı büyük. Goran dışında kardeşi Zoran Dragic'in, Domen Lorbek'le bu set temposunu sürdürmeleri Goran'ın aldığı en büyük desteklerden. Jaka Blazic'in enerjisi ve Prepelic'in set şutöründen fazlası olması gerekebileceği bu düzen Slovenya'nın muhtemelen en kuvvetli olduğu alan. Şöyle ki; bu rotasyon yarısahada set temposunu ikame ettirdiği gibi çok rahat bir şekilde yarı sahayı hızlı geçmeye de aşina ve aynı çizgiyi tutturabilecek kalitede.

Ekstra paragraf hakkımı ise geçen sezonu Krka'da parlayarak geçiren ve Bundesliga'ya transfer yapan (bir nevi dizel motor gibi geç açılan) Jaka Klobucar'dan yana kullanıyorum. Novo Mesto'ya, evine dönmek mi yoksa Aleksandar Dzikic'le çalışmak mı onu ayağa kaldırdı hiç bilmiyorum ama daha önce de milli takımla turnuva görmüş Klobucar (daha önce hiç olmadığı kadar önemli), şu an Slovenya hücumunun Dragic'lerden sonraki üreticisi konumunda. Bir guard'a göre çok iyi olan fiziği ve saha görüşü hücuma büyük çeşitlilik getiriyor. Özellikle Dragic'lerin parkede olmadığı anda sorumluluktan kaçmaması çok mühim. Goran'ın oturduğu İran maçında ilk kez 30 dakikaları görmesiyle 12 asist yapması tesadüf değil. İran'ın seviyesi ve rotasyonun asıl halini göz önüne alınca zaten bu çizgiyi sürdürmesini kimse beklemeyecek ondan ama iyi bir ball-handler opsiyonu olması bile takıma çok şey katıyor, katacaktır.

Son olarak; Litvanya'da Kalnietis'in de sakatlanmasıyla Slovenya'nın kendi ve çapraz grubu gayet dişlerine göre gözüküyor. Kahraman konumunda oldukları ülkede oynamayacaklar belki maçları fakat bu takım geçen yazki seviyeyi koruyabilecek kaliteye sahip onca eksiğe rağmen.

0 yorum:

Yorum Gönder